SAMİ SULTANİ Yazıları - FikirEdebiyat Dergisi
1965 yıllarında elektriğin karanlığı tam olarak yenemediği gecelerde, ortamızda gaz lambasıyla ışık veren dört camlı bir fanus dururdu. O ışık; ışık değil, sanki sabrın kendisiydi. Her yanışıyla bize “ azıcık daha çalışın, dayanın, belki yarın başka bir gün olur” diyor gibiydi. Kalemi sırayla tutard...
Vizeleri alıp Hatay'a döndükten birkaç gün sonra Suudi Arabistan'a giden otobüse bindik. Üç günlük zorlu bir yolculuğun ardından Arabistan’ın Taif kentine vardık.
1973 yılı Eylül’ünün ilk günleri hava soğuk ve yağmurlu. 1957 model kırmızı transit bir minibüsle yola çıktık. Belen’in sisli boğazını geçtikten sonra İskenderun çıkışında, Yarıkkaya mevkiinde şiddetli bir fırtınaya yakalandık. Akşam karanlığında Dörtyol’a varabildik.
1965 yılında çevremizden Almanya’ya işçi olarak gidenler ailelerine Almanya'da salyangoz çorbası içildiğini anlatırlardı hep. "Burada salyangoz çorbası içiyorlarmış" derlerdi. Gerçekten de 1965 yılından itibaren Avrupa’ya, özellikle Fransa ve Almanya’ya salyangoz ihracatı başlamıştı.